Diana Ross & The Supremes, The Four Tops, Smokey Robinson, The Miracles, Marvin Gaye, Jackson 5, Stevie Wonder ve daha niceleri… Bazıları kulağınıza sadece ismen tanıdık geliyor olabilir, bazılarını da hâlâ severek dinliyoruz. Bu sanatçıları/grupları tanıyor, seviyor olmamızda elbette kendi müzikal çalışmalarının büyük etkisi var ama işin iç yüzünde belki de onlardan daha kalıcı daha etkili biri var: Berry Gordy
Daha yeni ve güncel bir isimle hikâyemize başlayalım, LMFAO. 60lara 70lere hatta 80lere damgasını vurmuş bunca soul, R&B, funk vb. tarzlarda müzisyen ve grup saydıktan sonra son yılların çıkış yapan isimlerinden LMFAO konumuzla nasıl bağlanacak diyebilirsiniz, ama sandığımızdan daha yakın bir bağlantı var; kan bağı. LMFAO’yu oluşturan Redfoo ve Sky Blu yani gerçek isimleriyle Stefan Gordy ve Skyler Gordy hikâyemizin başkahramanı Berry Gordy’nin oğlu ve torunu. İşin magazinsel boyutuyla biraz olsun dikkat çekebildiysem hikayeye en başından başlayalım.
Detroit, Michigan’da 1929 yılında doğan Berry Gordy, 11. Sınıftayken liseyi bırakıp zengin, başarılı bir boksör olma hayallerinin peşinden gitti. Kore Savaşı’nın çıkmasıyla Amerikan Ordusu’na çağırılan Gordy’nin boksörlük hayalleri de böylece sona erdi. Ama savaş sonrası Detroit’e dönüşüyle hayatının değişeceğinin farkında değildi.
Berry Gordy o dönemde Detroit’teki araba fabrikalarından Ford Motor Co’da seri üretim hattında (assemby line) işe başladı. İş stratejisiyle ilgili öğreneceği ve müzik sektörüne uygulayacağı her şeyi işte burada öğrenmeye başladı. Araba iskeletinin bir kapıdan gelip, seri olarak montajlanıp öbür kapıdan araba olarak çıkıyor olması Gordy’i büyülemişti. Bu seri üretimden çıkan arabaların her çeşit insan tarafından (kendi deyimiyle “siyahlar, beyazlar, Yahudiler…”) alınıyor olması ona bu seri üretim hattını müzik sektörüne uyarlayabileceği fikrini verdi. O günleri: “Herkes için müzik yapabileceğimi hissettim ve metodu buldum” diye özetleyen Gordy borç alarak hayalini kurduğu kendi kayıt şirketini kurdu.
Bir fotoğraf stüdyosunu satın alarak şirketinin merkezi haline getirdi ve araba fabrikasında öğrendiği seri üretim sistemini kuracağı bu yerin adını “Hitsville USA” koyarak kendi seri üretim hattını oluşturmaya başladı.
Gelelim bu seri üretim hattının neler içerdiğine. Arabaların üretildiği seri üretim hatları nasıl gelen araba iskeletine gerekli parçaların oturtulmasını, motorun yerleştirilmesini, koltuklarının takılmasını, dış yüzeyin boyanmasını içeriyorsa Gordy’nin sanatçı seri üretim hattı da aslında bunları içeriyordu. Nasıl davranılacağını, konuşulacağını, sahnede nasıl daha çekici olunacağını, nasıl giyinileceğini öğreten bir okul; prodüksiyon odası ve sınıflar. Prodüksiyon işini prodüktörler, şarkı yazma işini de bu işte uzmanlaşmış şarkı yazarları yapıyordu. Berry Gordy müzisyenleri seri üretim hattına alıp nasıl davranacaklarını, nasıl şarkı yazacaklarını, şarkı söyleyeceklerini öğretip, geliştiriyor ve son aşamada Gordy’nin kız kardeşleri bir bakıma “paketleme” yaparak sanatçının imajı üzerine çalışıyorlardı. Seri üretim hattının bir tarafından giren yetenek, diğer taraftan hit şarkılar yapan bir sanatçı olarak çıkıyordu.
Gordy’nin kurduğu bu şirket Motown Records adıyla anılmaya başlandı. Doğduğu şehir Detroit, içinde yaşadığı kültür, şirketine ismini verdi. Kısaca anlatmak gerekirse 1903 yılında Henry Ford’un Ford Motor Company’nin merkezi olarak Detroit’i belirlemesiyle şehrin kaderi de değişmeye başladı. Detroit, otomotiv endüstrisinin merkezi haline gelirken çok sayıda fabrika kuruldu ve insanlar büyüyen bu endüstrideki iş olanaklarını görerek buraya akın etmeye başladılar. Detroit bu özelliğiyle “Motor Town” (motor şehri) lakabını aldı. İşte Motown Records’da aslında “Motor Town” lakabının kısaltmasından geliyor. Hem doğduğu şehir olması, hem babasının hem de kendisinin otomotiv endüstrisindeki iş imkânlarından yararlanması, hem de otomotiv sektöründeki “seri üretim hattı”nı kendi şirketine, müzik endüstrisine uyarlamasıyla Motown Records ismini tam anlamıyla hak ediyor.
Berry Gordy’nin diğer bir önemli iş stratejisi de farklı marka etiketleriyle sanatçılarını piyasaya sürmek. Radyo istasyonları ve radyo programcılarının müzik sektörünün kaderini ellerinde tuttuğu bu dönemlerde, bir müzik yapımcısının yapması gereken kaydettiği müziği radyolarda çaldırmaktı. Önemli radyo programcılarının çaldıkları şarkılar kısa zamanda hit oluyordu. Ama Gordy sistemde bir sorun keşfetti. Çoğu programcı belli bir zaman aralığında aynı kayıt şirketinin yalnızca bir şarkısını çalmaktaydı. Yani bir kayıt şirketi aynı ay içinde birden fazla başarılı şarkı kaydetmiş olsa bile, radyo programcıları yalnızca birini çalacaklardı ve bu diğer eserlerin kısa zamanda kaybolmasına sebep olacaktı. Gordy buna çözüm olarak plaklarını farklı etiketler (record label) altında yayınlamaya karar verdi. Tamla Motown, Tamla, Motown, Gordy, V.I.P. bunlardan bazılarıydı.
Motown’ın sonu da diğer çoğu plak şirketinin sonu gibi geldi. Büyük balık küçük balığı satın aldı. Önemli el değiştirmeleri merak edenler için hikâye şöyle gelişti: Gordy 1988’in Haziran ayında Motown’ı MCA Records ve Boston Ventures ortaklığına 61 milyon dolara sattı. Daha sonra birkaç el değiştirmeden de sonra Motown, Universal Motown Rebuplic Group altında Universal Motown Records olarak çalışmaya başladı. 2011 itibariyle Universal Motown Republic Group altından ayrılarak Universal Motown Records, The Island Def Jam Music Group altında çalışmaya başladı. Ve Nisan 2014 itibariyle Universal Music Group’un yeni kararıyla Motown Records ayrı olarak çalışmaya başlama kararı aldı… Takip etmek biraz zor, kısacası şimdi ne yapıyor derseniz son olarak Los Angeles’da Capitol Music Group altında çalışmaya devam ediyor.
Motown ve Berry Gordy için birçok sanatçının farklı açılardan önemi büyüktü. Jackie Wilson, Motown’ın ilk dönemindeki hitlerinin sahibi olarak şirketin ilk temel taşlarını koydu; The Supremes, Smokey Robinsın, The Miracles yıllarca büyük hitler yaparak devamlılığı sağladı; Marvin Gaye, Stevie Wonder yıllarca sürecek, müzik dünyasında büyük etki uyandıracak çıkışlar yaptı ve daha bir çok önemli müzisyen ve grup Motown’ı Motown yapan ruhlar oldular. Bunca önemli müzikal parçayı ayıklayıp bir önem sırasına dizen çok sayıda liste rahatça bulabilirsiniz. Hatta Rolling Stones dergisinin Tüm Zamanların En İyi 500 şarkısı “500 Greatest Songs of All Time” listesini inceleyecek olursanız Motown’ın neredeyse her hitini listede bulabilirsiniz. Ben de önem sırası, müzikal kalite gibi kriterler olmaksızın hoşuma giden veya bazı farklı özellikler barındıran birkaç parçayı sizlerle paylaşmak isterim:
Kaynaklar:
1- Huffington Post : “Berry Gordy, Motown Founder, Explains How He Started The Record Company With $800.”
(http://www.huffingtonpost.com/2013/07/02/berry-gordy-motown_n_3530793.html.)
2- Bloomberg: ““Motown: Berry Gordy’s ‘Assembly Line’ Made Songs for Everybody”
(http://www.bloomberg.com/bw/articles/2014-12-04/motown-berry-gordys-assembly-line-made-songs-for-everybody)
3- Nantais, David E. “That Motown sound: Berry Gordy Jr. and the African-American experience” America 2009: 22 Academia OneFile
4- http://www.bsnpubs.com/motown/gordystory.html
5- Oprah Winfrey Network – Motown: How It All Began
(https://www.youtube.com/watch?v=LOMEnykYvck)
6- Motown Museum
(http://www.motownmuseum.org)