Gökyüzünden Bir Bakış: Echolyn – I Heard You Listening

Yaklaşık iki buçuk saat boyunca çaldığımız bardan çıkmış, gecenin bir yarısı arabaya biniyoruz ve bu yorgunlukla hiçbir şey dinlemek istemediğimi düşünürken bir anda arabada çalmaya başlayan parça beni alıp bambaşka diyarlara götürüyor.  Echolyn’in “I Heard You Listening” albümüyle işte böyle tanıştım. Son 2 aydır olur olmadık her an açıp dinlediğim bir albüm haline geldi. Echolyn şüphesiz ki dünyanın en talihsiz gruplarından biri; çünkü çok başarılı müzikal eserlerine rağmen az bir bilinirliğe sahip. 90ların başlarından beri süregelen bu önemli Progresif Rock grubunu ve hikâyesini başka bir yazıda anlatmak istiyorum. Ama şimdi 2015 albümleri “I Heard You Listening”e odaklanalım.

photo-composite2015-47-1449130997.png

Temel özelliklerle başlarsak albüm 9 şarkıdan oluşan 1 saatlik bir albüm. Hem CD hem de plak formatında basılan albüme dijital mecralardan da ulaşabiliyorsunuz. Albümün en çok hoşuma giden yanlarından biri de muhteşem kapağı. Sade, gösterişten uzak ama son derece güzel bir albüm kapağı var ve albümdeki hangi parçayı dinlerseniz dinleyin kapak size bir şeyler anlatabiliyor. Bu müziğe ancak bu kapak yakışırmış dedirtiyor.  Şarkılar bir progresif rock dinleyicisi için olmasa da genel bir dinleyici için uzun denilebilecek sürelerde ama öyle göz korkutacak cinsten de değil. 8-9 dakikalık parçalardan oluşan albümde zaman adeta hızlı akıyor. O yüzden “plak standartı” süreler (3-4 dk) dışında şarkı dinleyemeyenlerin veya progresif rock dinleyicisi olmayanların da sandıklarından daha keyifli zaman geçireceklerine inanıyorum. Herkesin dinleyebileceği, yakalayıcı melodiler içeren, kolay dinlenilebilir bir albüm…

terss.jpg

Müzikal yapıdan bahsetmek gerekirse de Progresif Rock müziğin öncü isimleri Yes, Genesis gibi gruplardan etkilenmiş bir Dream Theater hayal ederseniz belki az da olsa kafanızda bir şeyler canlanabilir. Tabi Dream Theater gibi Petrucci’nin gitar soloları değil de, onun yerine klavye/piyano ön planda. Grubun müzikal başlarını bana sorarsanız klavyeci Chris Buzby ve gitar/vokal Brett Kull derim. Deep Puprle severler grubun müthiş klavyecisi Jon Lord’un müzik üzerindeki dominant etkisine şahit olmuşlardır, ama bu albümde klavyenin dominantlığı bambaşka bir boyutta. Eğer Jon Lord Blues Project’i dinlediyseniz ne demeye çalıştığımı daha iyi anlayacaksınız, Jon Lord’un adeta ben buradayım diye bağırdığı Deep Purple coverları… “I Heard You Listening”de de Chris Buzby’nin klavye ve piyanosu işte böyle ön planda. Sadece bir progresif rock klavyecisinden de bahsetmiyorum; caz severler klavye partisyonlarında kendilerini cezbedecek çok şey bulacaklardır.

maxresdefault.jpg

Siz kapağına bakıp hayaller kurmaya başlarken, albüm   “Messenger of All’s Right” ile başlıyor. Duygusal, içinize işleyecek bir melodiyle başlayan parça bas geçişleri ve hareketli davul ritimleriyle ilerlese de duygusal yapısını koruyor. Sonrasında favori şarkılarımdan biri olan “Warjazz” geliyor. Albümün en hareketli şarkılarından biri, ismi gibi cazvari melodiler içeriyor ve ritmik olarak da sizi yakalıyor. Sonrasında da albümün bana göre en iyi şarkısı geliyor “Empyrean Views”. 9 dakikalık şarkının ne zaman başlayıp bittiğini asla anlayamıyorsunuz. Kendi içerisinde birkaç bölümden oluşan parçadaki geçişler o kadar sürükleyici ki, sizi iyi bir roman okuyormuşçasına alıp götürüyor. Albümün bana kalırsa en iyi 3 şarkısı da işte bu ilk 3 şarkı.

Albümün diğer şarkıları da kesinlikle dinlenmesi gereken başyapıtlar. “Different Days”, “Once I Get Mine “ da aynı “Warjazz” gibi ritmik ve “catchy” melodilere sahip; tempo değişimleriyle dinleyiciyi uyanık tutan parçalar.  “Carried Home” ve “Sound of Bees” ise albümün daha duygusal melodik yükü fazla, görece “yavaş” parçaları. Albümün sonunda üst üste gelen “All This Time We’re Given” ve “Vanishing Sun” ise albümün bittiğinin habercisi.

Albümün kötü yönleri yok mu derseniz, bence çok da sözünü etmeye değecek bir kötü yön yok. Yine de albüm genel olarak önceki Echolyn albümlerine ve benzeri Progresif Rock gruplarına göre daha “kolay dinlenebilir” bir albüm olmuş. Bunu kötü bir yön olarak saymıyorum, ancak kült Echolyn dinleyicilerinin bu tarz yorumları var. Bunun dışında eğer bu tarz bir albümde kulağınız sadece klavye tonu arıyorsa, bu albümde çokça piyano da duyacaksınız. Diğer taraftan da fazla piyano/klavye etkisindeki parçalardan hoşlanmıyorsanız albümün sizi sarmama ihtimali yüksek.

Yeterince anlattığıma göre artık sizleri albümle başbaşa bırakıyorum